Rusların dünya sanat tarihine kazandırdığı en büyük isimlerden, benim en sevdiğim bestecilerden birisidir Tchaikovsky. Çok hassas bir kalbi olan ve belki de bu yüzden hayatı duygusal iniş-çıkışlar ve depresyon ile mücadele içinde geçen besteci, beşinci kolera pandemisi adı verilen salgında hayatını kaybetmiştir. Romantik Dönem'in en önemli isimlerinden olan Tchaikovsky, ardında bıraktığı Fındıkkıran Balesi, Kuğu Gölü Balesi, 1.Piyano Konçertosu, 6.Senfoni ( Pathetique ), Keman Konçertosu ve bugün hikayesini anlatacağım 1812 Uvertürü ile içimize işleyen, tüylerimizi diken diken eden müziklerin yaratıcısıdır.
Bugün, ana konumuz 1812 Uvertürü olacağı için kendisi ile ilgili çok fazla detaya girmeyeceğim; ancak bir yazımda onun final eseri ve bazı müzik tarihçilerine göre kendisi için bestelediği Requiem'i ( cenaze merasim müziği ) olan 6.Senfonisi'ni anlatmak isterim.
Ön not: Bundan önceki yazılarımda bahsi geçen müzikleri kırmızı ve altı çizili linkler aracılığıyla yazının içine iliştiriyordum. Bu sefer farklı bir yol izleyeceğim. Yazıda bahsi geçen 1812 Uvertürü haricindeki tüm eserleri Spotify hesabımda ve Youtube'da çalma listeleri olarak derleyeceğim. Bu listelerin linklerini yazının sonunda bulabilirsiniz.
I.Bölüm - Kısaca Pyotr Iylich Tchaikovsky
1840'ta doğan ve sadece 53 yıl sonra, 1893'te vefat eden Tchaikovsky orta sınıf bir ailenin müzikle ilgilenmesi istenmeyen çocuğuydu. Devlet memuru olmak üzere aldığı hukuk eğitimi sonrası içindeki müzik aşkına daha fazla kilit vuramadı ve 1862 senesinde St.Petersburg konservatuarına girdi. 1865'te buradan mezun oldu ve o sene Moskova Konservatuarı'nda öğretmenliğe başladı. Bu kurumda çalıştığı 11 sene içinde, aralarında ilk dört senfonisi, 1.Piyano Konçertosu, Mevsimler ve Kuğu Gölü Balesi'nin de bulunduğu birçok şaheser besteledi. 1877 senesinde, başarısız bir evlilik denemesinin ardından Moskova'dan ayrılan besteci, hiç tanışmadıkları halde kendisini maddi ve manevi olarak on dört sene boyunca destekleyecek olan Nadezhda von Meck, ( nam-ı diğer, Tchaikovsky'nin arkasındaki kadın ) sayesinde uzun yıllar Avrupa-Rusya ve Amerika arasında gidip gelerek bestecilik hayatını sürdürdü. Bu sayede Tchaikovsky, Rus tarihinde ilk kez uluslararası üne sahip olan besteci ünvanını da kazanmış oldu. Besteci, hayatı boyunca 7 senfoni, 11 opera, 3 bale, 5 süit, 3 piyano konçertosu, bir keman konçertosu, 11 uvertür, 20 koro eseri, şarkı ve piyano parçaları gibi yüzlerce eşsiz eser bestelemiştir.
Buraya ilginç bir not ekleyeyim:
Nadejda ( genel kullanımı ile Nadya ) Rusya'da kullanılan en yaygın kadın ismidir ve anlamı umuttur. Tchaikovsky'nin intiharı düşündüğü 1877 senesinde bir anda hayatına sihirli bir şekilde giren Bayan von Meck de, besteci ile bir kez olsun görüşmeden her ay düzenli para yardımı yapmış ve yıllarca karşılıklı yazdıkları mektuplarla ona moral ve ilham kaynağı olmuştur.
II.Bölüm - Napolyon'un Rusya Seferi ve 1812 Uvertürü
1812 senesi dünya savaş tarihinde yoğun bir sene olarak anılır. Aynı yıl içinde Amerika Birleşik Devletleri - İngiltere ( o zamanki ismiyle Büyük Britanya ve İrlanda Birleşik Krallığı ) ve Fransa - Rusya savaşları oldu. Bunlardan bir tanesi içinse müzik tarihinin en sansasyonel müziklerinden birisi bestelendi:
1812 Uvertürü.
Bu savaşın tarafları için ayrı isimleri vardı. Ruslar için 1812 Vatanseverlik Savaşı, Fransızlar içinse Rus Cehpesi.
Haziran 1812'de Napolyon Bonapart'ın yaklaşık 700bin askerli Büyük Ordu'su (Grandee Armee) Rus ordusu ile savaşıp yenmek için harekete geçti. Uzun yürüyüşlerle Batı Rusya topraklarından geçen ordu, her geçtiği yerde kendi köylerini yakarak kaçan Kazak ve Rus direnişleriyle karşılaştı.
Yaklaşık üç ay sonra, 7 Eylül 1812'de iki ordu, Moskova'ya 110km mesafede bulunan Borodino'da karşı karşıya geldi. Burada tarihin en kanlı savaşlarından birisi yaşandı. Borodino Muharebesi'nde bir gün içinde 70bin'den fazla asker hayatını kaybetti. Muharebeyi kazanan Napolyon ve askerleri, Moskova'ya doğru ilerledi ve şehre girdi; fakat onları bekleyen büyük Rus sürprizinden haberleri yoktu!
Ruslar Napolyon'un ilerleyişi sırasında 270bin kişiyi Moskova'dan tahliye etmiş ve çevre köy, kasaba ve şehirlere göndermişti. Çekilirken de Moskova'yı kendi elleri ile ateşe vermişler ve şehrin çok büyük bir bölümünü yakmışlardı. ( şehrin yaklaşık dörtte üçü ! )
Ordusu ile küllerin arasında kalan Napolyon'un çekilmekten başka çaresi yoktu. Aralık ayına kadar süren geri çekilmede Fransız ordusu açlıktan ve soğuktan perişan oldu. Yaklaşık 380bin asker hayatını kaybetti.
Bu savaş, yenilmez komutan Napolyon'un itibarını büyük ölçüde zedeledi. Büyük Ordu'nun gücü oldukça azaldı ve takip eden seneler içinde Leipzig Muharebesi ve Waterloo Muharebesi'nde büyük mağlubiyetler yaşadı. Böylece Napolyon efsanesi de sona ermiş oldu.
Rus Ordusu'nun Napolyon'u çekilmek zorunda bıraktığı ve Moskova'yı kurtardığı bu büyük zafer sonrasında, Çar I.Alexander bir manifesto yayınlayarak büyük bir kilise ( katedral ) inşaasına başlanması için talimat verdi. Manifestoda şöyle diyordu:
" Bu büyük katedrali, Rusya'yı onu gölgeleyen kıyametten kurtardığı için İlahi Takdir'e olan minnettarlığımızı belirtmek adına yapacağız. "
III. Bölüm - 1812 Uvertürü
Vatanseverlik Savaşı'ndan 68 sene sonra...
1880 yılında, tasarımında, bugünlerde duvarlarını ve kapılarını yiyen insanlara direnen Ayasofya'dan ilham alınan Kurtarıcı İsa Katedrali tamamlanmak üzereydi. Katedralin açılışı, 1882'de düzenlenecek 15. Tüm Rusya Sanayii ve Sanat Fuarı ( All-Russia Industrial and Art Exhibition ) ile yapılacaktı. Bu görkemli organizasyon için Tchaikovsky'den bir açılış ve anma müziği bestelemesi istendi. 1880 yılının ekim ayında bestelemeye başlayan Tchaikovsky sadece altı hafta sonra eseri tamamlamıştı.
Stil olarak, Napolyon ve ordusunun sefere başlamasından, yanmış ve kül olmuş Moskova'dan çekilmek zorunda kaldığı dramatik finale kadar olan olayları, müzikal semboller yardımıyla anlatan bu devasa eseri bölümler halinde inceleyelim. Sizlere içinde Fransız Milli Marşı, Rus İmparatorluk Marşı ve eski Ortodoks ilahileri de bulunan bu dev eseri elimden geldiğince tanıtayım. Haydi, başlayalım:)
1. Açılış: " Tanrım, Sen Halkımızı Koru "
Videoda eski bir Doğu Ortodoks ilahisi olan Tanrım, Sen Halkımızı Koru'yu dinliyorsunuz. ( Hristiyanlık, 988 senesinden beri Rusya'da resmi din ve aynı tarihte kurulan Rus Ortodoks Kilisesi de Doğu Ortodoks Hristiyanlığı'nın en önemli öğelerindendir. )
1812 Uvertürü de bu ilahinin orkestra tarafından çalınması ile başlar. ( yaklaşık bir dakika kadar dinleyebilirsiniz. )
Rus halkı, Napolyon'un Büyük Ordusu yola çıkarken Tanrı'ya dualarıyla yalvarmaktadır.
Bu bölüm yaklaşık iki dakika kadar sürer ve devamında savaşın kasvetli ruh hali orkestra tarafından tasvir edilir.
2. Büyük Ordu'nun Gelişi ve Borodino Muharebesi
Videoda Fransız Milli Marşı olan La Marseillaise var. Tchaikovsky, eserin ilk dört dakikalık bölümünde savaşın gerçekleşmesini korkuyla bekleyen Rus halkının dualarını ve karamsarlıklarını anlatmıştı. Şimdi ise sıra savaşın tasvir edilmesine geldi. Bu bölümün başlangıcı da orkestranın Le Marseillaise'i duyurmasıyla başlar.
Burada Fransız marşı ve Rus melodilerinin peşisıra çalındığını duyarız. Ordular gitgide yaklaşmaktadır ve kanlı bir savaş başlamak üzeredir.
Le Marseillaise ve ona karşı gelen Rus melodileri her duyulduğunda birbirine üstün gelmeye çalışan iki ordunun mücadelesi gözümüzün önüne gelir. Patlayan toplar, davul ve zillerin ani vuruşlarıyla melodileri gölgeler; fakat durdurmaz.
Tarihte olduğu gibi, 1812 Uvertürü'nde de Borodino Muharebesini Napolyon kazanır. Fransız Marşı'nın teması eserin bu noktasında en kuvvetli olduğu andadır. ( videoda 12.dakika ) Peşpeşe duyulan beş top ( ya da tüfek ) atışı ile Borodino'nun galibi belli olur.
Tchaikovsky bu eserde müziğin direkt anlatım gücünü türlü ustalıkla kullanmıştır. Örneğin, eserin sonuna yaklaşırken ( bu videoda 12.44 ile 13.26 arası ) orkestra yaklaşık 80 saniyelik bir unison pasaj ( herkesin aynı melodiyi çaldığı ) çalar. Bunun müzik dilindeki ismi " inici sıra " olarak adlandırılabilir; çünkü 80 saniye boyunca orkestra giderek kalınlaşan bir melodi çalar. Bu pasaj ile Tchaikovsky, Borodino'nun ardından Moskova'ya giren Napolyon ile 700bin kişilik ordusunun dondurucu Rus kışında yapmak zorunda kaldığı büyük geri çekilmeyi anlatır. 80 saniyelik pasaj yavaşlayarak sona erer. Ordunun gücü tükenmiş, ilerlemeye hali dahi kalmamıştır.
3. Zafer ve Büyük Final
Tam bu anda, eserin başında duyduğumuz Tanrım, Sen Halkını Koru adlı ilahinin melodisi yeniden karşımıza çıkar. Bu kez melodi gururlu ve kahramancadır. Kilise çanları, ziller ve tüm orkestra ile birlikte baskılı ve gösterişli çalınan müzik Rus halkının dualarının karşılıksız kalmadığının ifadesidir.
Eserin görkemli finali başladığında ana melodi, orkestranın tüm coşkusuyla birlikte Rus İmparatorluğu'nun resmi marşı olan "Tanrı Çar'ı korusun" 'a dönüşür. ( orijinal marşı isminin üzerine tıklayarak dinleyebilirsiniz )
Tchaikovsky'nin orkestraya eklediği topların atışları da bu finalin içindedir !
Eserin sonu çalındığı yere ve organizasyona göre değişiklik gösterir. Bestelenme amacı ve yapısı itibarıyla açık alan organizasyonlarına daha uygun olan eser, genellikle gerçek top atışları ve havai fişek gösterileri ile biter. Konser kapalı alanda ise top atışlarını timpaniler ve davullar seslendirir.
IV.Bölüm - İlk Gösterim ve Sonrası
Tchaikovsky, tüm eserin bestelenmesini altı hafta gibi kısa bir sürede tamamlamış ve 1882'deki 15. Tüm Rusya Sanayii ve Sanat Fuarı'nın açılışını beklemeye başlamıştı. Açılış gösterisi zaferin 70. yıldönümünü kutlayacak, o günün çarı, II.Aleksandr da açılışta olacaktı. Katedralin önünde orkestranın olduğu bir sahne planlanmıştı. Sahnenin yanında da askeri toplar yer alacaktı. Ne yazık ki işler planlandığı gibi gitmedi...
Bir Garip Premier
1881'in mart ayında Çar II.Aleksandr suikaste uğradı. Bu sebeple açılış ertelendi. Ertelendiği gibi, yapılacak kutlamaların içeriği de değişti. 20 Ağustos günü gerçekleşen açılışta büyük bir orkestra, sahne, toplar ve hatta Tchaikovsky'nin kendisi bile yoktu. Eser, küçücük bir orkestra ile, hala tamamlanmamış olan katedralin yanındaki bir çadırın içinde seslendirildi.
Sonrası ise bambaşka bir hikaye. Uvertür, Tchaikovsky'ye büyük bir uluslararası şöhret ve para kazandırdı. Büyük sükse yapan eser, törenlerin, açık havada düzenlenen resmi konser ya da festival programlarının değişmezi oldu.
Günümüzde müzik camiası kadar Popüler Kültür'ün de bir parçası haline gelen eser, gündelik yaşantımızda da karşımıza farklı bahanelerle çıkmaktadır. Bu duruma çok bilinen iki örnek verebilirim:
a) Amerikan Bağımsızlık Günü 4 Temmuz'un Resmi Müziği
1974'ten beri, ünlü Boston Pops ( Boston Senfoni'nin popüler müzikte ustalaşmış orkestrası ) tarafından, her 4 Temmuz günü, türlü havai fişek ve açık alan gösterileri eşliğinde seslendirilir. Amerikalı'ların bu tip şeyleri şova dönüştürmeyi ne derece sevdiğini düşünürsek, her sene 4 Temmuz'da 1812 Uvertürü Şov olduğunu da söyleniliriz:)
b) V for Vendetta Filminin Ana Müziği
2005 yapımı olan, ülkemizde de çok bilinen ve filmin baş karakteri olan Vendetta'nın maskesinin ( aslında 16.yy'da yaşamış ve İngiliz tarihinin en büyük "vatan haini" kabul edilen, isyancı Guy Fawkes'ın maskesi ) Gezi Parkı Direnişi'nin sembollerinden birisi olduğu V for Vendetta filminin ana müziği 1812 Uvertürü'dür.
Ünlü final sahnesi de şöyledir: ( Dikkat! Çok ciddi spoiler ve izlemeyenlere mutlaka izmeleri için yazarın ısrarını içerir ! )
En bilinen bu iki örnek dışında Uvertür, birçok farklı alanda ( bazen bilgisayar oyunlarında, bazen savaş anlatılarında ve bazen farklı müzik türlerindeki cover'larında ) karşımıza çıkar. Merak edenler için şöyle bir liste bırakayım.
V. Bölüm - Tchaikovsky için 1812 Uvertürü
Yazının sonuna gelirken, müzik tarihinde birçok örneği bulunan, inanılması zor; ancak gerçek ve biraz da komik bir durumdan bahsedeceğim:
Eser sahibi ve eseri arasındaki çekişme!
Besteciler, zaman zaman kendi eserleri hakkında pek iç açıcı olmayan duygulara kapılmış; hatta hızlarını alamayıp, kamuoyuna açıklamalar yaparak eserlerini eleştirmişler. Örnek mi istiyorsunuz ? Buyrun o zaman, size bazı örnekler vereyim:
Beethoven ve Septet Op.20 : Septet yedili anlamına gelir. Bestecinin, klarnet, korno, fagot ve yaylı çalgılar dörtlüsünden oluşan yedi kişilik bir orkestra için yazdığı bu eseri, kendisi hayattayken en ünlü eserlerinden birisiydi. Beethoven ise bu durumdan hiç de memnun değildi. " Çok daha güzel ve ciddi eserlerim varken neden bu eser böyle ilgi çekiyor, anlamıyorum " demişti.
Saint-Saens ve Hayvanlar Karnavalı : Daha önce hakkında bir yazı kaleme aldığım Hayvanlar Karnavalı, her ne kadar bestecinin en tanınan ve sevilen eserlerinin başında geliyor olsa da, Saint-Saens tarafından seslendirilmesi yasaklanmış bir eserdi. Bunun sebebi, ilgili yazımda da belirttiğim gibi, bestecinin ciddi imajını korumak istemesi ve eserin ciddiyetsiz bulunacağını düşünmesiydi. Bu yüzden, ilk kez 1922 yılında, Saint-Saens hayatını kaybettikten sonra yayınlanabilmişti.
Elgar ve Pomp and Circumstance March No.1 : Sir ünvanlı İngiliz besteci Edward Elgar'ın bu bestesi, kendisine bir servet kazandırmış, yüzyıla yakın zamandır da başta Amerikan lise ve üniversiteleri olmak üzere, birçok okulun mezuniyet yürüyüşlerinin adeta milli marşı olmuş olsa da, yaptığı hemen hemen diğer tüm besteleri gölgelediği için Elgar tarafından hiç sevilmemiş.
Ravel ve Bolero : Ravel'in tartışmasız en ünlü eseri Bolero'dur. Tek perdelik bir opera için, sipariş üstüne ve resmen ipe un sererek bestelediği, son ana kadar beklediği için teslim gününe zor yetiştirdiği Bolero, dönmüş dolaşmış ve klasik müzik dünyasının en ünlü müziklerinden birisi olup çıkmıştır. Ravel, bu eserin nota basımı ve satışı işlerinden büyük bir ün ve servet sahibi olmuş olsa da, Bolero için " içinde müzik olmayan müzik " benzetmesi yapmıştır.
Tchaikovsky ve 1812 Uvertürü için de aynı durum geçerlidir. Besteci, eser için "hiçbir sevgi duygusu olmadan yazılmıştır ve bu nedenle muhtemelen çok az sanatsal değeri olacaktır". demiştir.
Yazar Notu: Üzgünüm Tchaikovsky, aradan geçen 141 seneye bakınca ne kadar yanıldığını anlatmaya gerek yok!
VI. Bölüm - Son Söz
Bir yazının daha sonuna geldik. Bugün, Tchaikovsky'nin ünlü 1812 Uvertürü'nü detaylarıyla incelerken, bestecinin adeta gizli meleği olan hanımefendiden Napolyon Bonapart'a, suikaste uğrayan Rus çarından kendi müziklerinden nefret eden bestecilere dek birçok farklı bilgiye denk geldik:)
Tchaikovsky, 1812 Uvertürü için aksini iddia etse de, her daim ruhunun en derinliklerini anlatan eserler bestelemiş, müzik dünyasının en önemli isimlerinden birisi. Onun müzikleri, 150 yılı aşkın bir zamandır, dünyanın her yerindeki, her yaştaki müzisyenleri ve müzikseverleri etkilemiş, yönlendirmiş ve kulaklarımıza en derin anlamlarla yüklü melodiler olarak ulaşmıştır. Yazımın başında belirttiğim gibi, sizlere hem Tchaikovsky'den seçtiğim eserleri hem de yazı boyunca ismi geçen tüm müzikleri içeren bir Spotify bir de YouTube listesi armağan ediyorum.
Bir sonraki yazıda buluşana dek, hoşça kalın, müzikle kalın.
Emre KÖZ.
Yazı İçinde Referans Vermediğim Kaynaklar
Comentários